Posted on / by Agresif / in Duchenne Kas Distrofisi (DMD)

Duchenne Kas Distrofisi (DMD) Hastalığının İlerleyişi

Duchenne Kas Distrofisi (DMD) nadir görülen genetik bir kas hastalığıdır. Nadir hastalıklar arasında en sık görülen hastalıklardan biri olan DMD, dünya çapında yaklaşık 3.500-5.000 erkek doğumunda 1 kişiyi etkilemektedir. Genellikle 3 ila 6 yaşları arasında teşhis edilen hastalık, kas zayıflaması ve yıkımı ile karakterizedir. Hastalık ilerledikçe, kas zayıflığı ve atrofi gövdeyi ve ön kolları etkileyerek yavaş yavaş vücudun diğer kaslarına doğru ilerler. DMD hastalığı ilerleyicidir ve çoğu hasta genç yaşlarda tekerlekli sandalyeye ihtiyaç duyar. Nihayetinde hastalıkla birlikte kalp kası hastalığı (kardiyomiyopati) ve solunum zorlukları dahil olmak üzere yaşamı tehdit eden ciddi komplikasyonlar gelişebilir.

DMD’ye, X-kromozomu üzerindeki distrofin geninde oluşan değişiklikler (mutasyonlar) neden olur. Gen, distrofin adı verilen bir proteinin üretimini düzenler. Distrofinin kas hücre zarının (sarkolemma) korunmasında önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir.



DMD Hastalığı Nasıl İlerler?

DMD’de kas kaybı ilk olarak çocuklukta, kalça, uyluk, omuz ve pelviste güç, fonksiyon ve esneklik kaybı ile fark edilmeye başlar. Çocuklar merdiven çıkma ve dengeyi sağlamada zorluk yaşarlar. Çocukluktan gençliğe geçişte bu kayıplar kollara, alt bacaklara ve gövdeye doğru ilerlemeye başlar. Distrofin eksikliği veya yokluğu kalp kasını ve solunuma yardımcı kasları da etkilemekte, buna bağlı olarak kalp fonksiyonunda ve solunumda problemler ortaya çıkmaktadır. Bazı hastalarda; beyinde distrofin eksikliğinden kaynaklanan, öğrenme ve davranışlarla ilgili sorunlar yaşanabilir.


DMD hastalığının ilerlemesi aşamalara ayrılmıştır:

Erken Faz (7 yaşa kadar)

Erken aşama genellikle normal büyüme ve gelişme için önemli bir dönüm noktası olan 7 yaşına kadar sürer. Bu aşamada, ebeveynler çocuklarının oturma, yürüme veya konuşma gibi bazı aktivitelerle ilgili sorun yaşadıklarını fark edebilir. DMD’li çocuklar kendilerini diğer çocuklardan daha yorgun hissedebilir. 1-7 yaşları tüm çocuklar için hızlı bir büyüme zamanıdır. DMD’li bir çocuk da bu süre zarfında büyümeye devam edeceğinden, büyüme gerilemesi ile ilgili semptomların başlangıcını tanımak zor olabilir. Çocuğunuzda bu sorunlardan herhangi birini fark ederseniz, mümkün olan en kısa sürede tanı konulabilmesi için değerlendirilmesini ve test edilmesini sağlamak önemlidir.

Geçiş Fazı (6-9 Yaş)

Geçiş aşaması sırasında, DMD’li bir çocuğun kaslarındaki zayıflık artar. Ayrıca sağlıklı bir çocuk gibi hareket etmekte zorlanabilir. Uyluğun önündeki kuadriseps adı verilen büyük kaslar, yürüme, merdiven çıkma ve oturma pozisyonundan ayağa kalkma gibi birçok günlük hareketten sorumludur. Bu kaslar zayıfladıkça, çocuğunuzun yürümekte zorluk çektiğini fark edebilirsiniz. Ayak parmaklarında yürüyebilir ya da titrek ya da anormal bir yürüyüşe sahip olabilir ve yerden kalkmak için Gower Manevrasını (ayağa kalkma sırasında vücudunu dik pozisyona getirmek için kendi üzerinde tırmanma şeklinde elleri ve kollarıyla itmesi) kullanmaya başlayabilir. Ayrıca bu aşamada kalp problemleri yaşamaya başlayabilir.

Yürümenin Kaybı Aşaması (10-14 yaş)

Bu aşamada, DMD’li çocuklar genellikle tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelirler. DMD’li çoğu çocukta el ve parmak kaslarında bir sıkıntı olmaz. Böylece bilgisayar kullanmaya devam edebilirler. Ancak gövde kasları zayıfladığı için skolyoz (omurga eğriliği) gelişebilir. Bu süreçte kalp ve nefes alma yeteneği yakından izlenmelidir.

Yetişkin Aşaması (15+ yaşlar)

DMD’nin son aşamasında, genellikle nefes almakta zorluk yaşanır. Hayatı tehdit eden kalp ve akciğer rahatsızlıkları görülebilir. Bu aşamada düzenli kalp ve akciğer takibi gereklidir. Tedavilerin düzenlenmesi önemlidir ve kimi zaman solunum desteği gerekebilir.



DMD Hastalığında İlerleme Nasıl Değişebilir?

Duchenne Kas Distrofisi (DMD) her hasta için farklı ilerler. Bu nedenle bu hastalık ile yaşayan kişiler genetik mutasyonlarının aynı olduğu durumlarda bile farklı semptomlara sahip olabilirler. Aynı mutasyona sahip kardeşlerde bile hastalık çok farklı ilerleyebilir. Bu hastalık boyunca semptomların ilerlemesi, geç başlangıçlı/çok hafif semptomlardan erken başlangıçlı/şiddetli semptomlara kadar geniş bir spektrumdadır. Düzenli doktor takibi ve ilaç kullanımının yaşam kalitesi ve hastalığın ilerleyişine olumlu bir katkısı olur.



DMD Tanısı/Teşhisi

DMD tanısı sıklıkla 3-5 yaş arasında konulur. Genel olarak DMD tanısı şu sıralama ile yapılır:

  • Belirti ve semptomları gözlemleme
  • Enzim seviyelerini belirlemek için kan testleri (kreatin kinaz vb.)
  • Bir uzmana yönlendirme
  • Genetik test
  • Kas Biyopsisi (gerekirse)

DMD’li küçük çocuklar gelişimsel kilometre taşlarına (örneğin; yürüme, emekleme, konuşma) ulaşmada geride kalabilirler. Yine de yaşıtlarını geç de olsa yakalayabilirler. Bu farkların fark edilmesi DMD hastalığı teşhisi için çok önemlidir.

Bu aşamadaki çocuklar genellikle zeminden ayağa kalkmak için Gower Manevrasını (ayağa kalkma sırasında vücudunu dik pozisyona getirmek için kendi üzerinde tırmanma şeklinde elleri ve kollarıyla itmesi) kullanırlar. Kan testlerinde kreatin kinaz seviyesi (CK, bazen CPK seviyesi olarak adlandırılır) sıklıkla aşırı yükselir ve karaciğer enzimleri de (AST, ALT) yüksektir. Her ikisi de Duchenne Musculer Distrophy için genetik testin gerekli olduğunun bir göstergesidir.


DMD Teşhisi İçin Gerekli Olan Testler

Genetik Testler

Genetik test detaylı DMD tanısı için şarttır. Bu testler genelde kan örneğiyle yapılır. Farklı şekillerde yapılan genetik testler, genetik mutasyon olarak da bilinen DNA’daki değişim hakkında özel ve daha ayrıntılı bilgi sağlayabilir. Teşhisin genetik olarak doğrulanması çok önemlidir ve bu da bazı mutasyonlara özgü tedavi ve klinik denemelere uygunluğun belirlenmesine yardımcı olur.

Genetik mutasyon kesin olarak saptandıktan sonra, annelere taşıyıcı olup olmadığını kontrol etmek için genetik test önerilmelidir. Bu bilgi annenin ailesindeki diğer kadın üyelerin de taşıyıcı olup olmadığını anlaması için önemli olacaktır (kız kardeşler, kızları, teyzeler, kuzenler). Bu durum, aileye doğum öncesi tanı ve üreme seçeneklerini sunarak DMD hastası bir çocuk sahibi olma riski hakkında bilgi sahibi olmalarını ve karar vermelerini sağlar. Ailelere tanıyı takiben genetik danışmanlık teklif edilmelidir.

Kas Biyopsisi

Genetik test kullanarak genetik mutasyon bulunamamasına rağmen kandaki CK seviyesi yüksek ise ve Duchenne belirtileri mevcut ise kas biyopsisi (Bir hastalığın teşhisine yardımcı olmak veya tanımlamak için doku veya hücreden bir örneğin analiz için incelenmesi) gerekebilir. Kas biyopsisi, cerrahi olarak küçük bir kas numunesinin analiz için alınması ile yapılır. DMD’deki genetik mutasyon vücudun distrofin proteinini hiç veya yeterince üretemediği anlamına gelir. Kas biyopsisi ile ilgili testler, kas hücreleri içinde mevcut bulunan distrofin miktarı hakkında bilgi sağlayabilir. Ancak DMD hastalarının çoğuna genetik test ile tanı konur ve kas biyopsisine ihtiyaç kalmaz.

Kas biyopsisi olarak uygulanan 2 tür test vardır: Bu testler; immünohistokimyasal yöntem ve western blot testidir. Bu testler kas içinde distrofin proteini varlığını ya da yokluğunu belirlemek için yapılır.

İmmünohistokimyasal yöntem, minik bir parça kasın üzerine boya koyarak, distrofinin varlığını gözlemek için mikroskop altında kas hücrelerine bakmayı içerir. Western blot testi ise distrofinin kimyasal olarak varlığını inceleyen kimyasal bir işlemdir.

Diğer Testler

Geçmişte, elektromiyografi (EMG) ve sinir iletim çalışmaları (iğne testleri) olarak bilinen testler, şüphe duyulan nöromusküler bozukluğun değerlendirilmesinin geleneksel bir parçası olmuştur. Ancak günümüzde uzmanlar; EMG ve sinir iletim testlerinin DMD’nin değerlendirilmesi için uygun ve gerekli olmadığı görüşünde birleşmişlerdir.

 

Kaynak

https://www.duchenne.com/disease-progression#:~:text=In%20the%20early%20stages%20of,such%20as%20raising%20the%20arms.

Progression

 

Bir cevap yazın

İlişkili Makaleler

Wilson Hastalığında Teşhis ve Tedavi

Wilson Hastalığında Teşhis ve Tedavi

Wilson hastalığı, dünya çapında yaklaşık 30.000 kişiden 1'ini etkileyen, karaciğerde bakır atılımını sağlayan yolağın bozulması neticesinde karaciğer başta olmak üzere...

Wilson Hastalığı ve Yaşam

Wilson Hastalığı ve Yaşam

Wilson hastalığı; beyinde, karaciğerde ve diğer ana organ sistemlerinde ilerleyici bakır birikimi ile karakterize, nadir görülen kalıtsal bir genetik hastalıktır....

Wilson Hastalığında Beslenme

Wilson Hastalığında Beslenme

Wilson hastalığı; bakır metabolizma bozukluğu sonucu, bakırın karaciğer ve beyin başta olmak üzere diğer organlara birikimi ile sonuçlanan ve tedavi...

Sistinozis Hastalığı Nedir?

Sistinozis Nedir, Çeşitleri ve Belirtileri Nelerdir? Sistinozis hastalığı; lizozomların içinde sistin birikimi ile karakterize, başta böbrekler ve gözlerde olmak üzere,...