Posted on / by Agresif / in Kistik Fibrozis

Kistik Fibrozis Hastalığı Nedir?

Kistik fibrozis (KF),solunum sistemi ve sindirim sistemi başta olmak üzere pek çok sistemi ve organı etkileyen ilerleyici kalıtsal / genetik bir hastalıktır.

Doğuştan bir hastalık olan kistik fibrozis, bulaşıcı değildir. Kistik fibroziste hastalığa neden olan genetik mutasyon nedeniyle kişilerde, vücuttaki salgı bezlerinde su ve elektrolit geçişlerinden sorumlu olan bir protein yeterli miktarda bulunmaz ya da çalışmaz. Hastaların vücutlarındaki bütün salgılar susuz, koyulaşmış ve yoğun kıvamdadırlar ve akışkanlıkları kaybolmuştur. Bu nedenle üretilen mukus gibi salgılar aşırı kalınlaşır ve akciğer ile pankreas gibi organlarda tıkaçlar oluşturur. Akciğerde biriken yoğun mukus, dışarıdan gelen mikroplar için de iyi bir yaşam ortamı oluşturur ve bu nedenle sık sık akciğer enfeksiyonları gelişir. Pankreasta ise oluşan tıkanıklar nedeniyle hastaların ortalama %85’inde pankreatik yetersizlik gelişir. Bu durumda hasta yediği besinleri enzim yetersizliğinden dolayı yeterince sindiremez ve bunun sonucunda da çok miktarda yağlı pis kokulu dışkılama ortaya çıkar. Bunun yanı sıra büyüme-gelişme geriliği oluşabilir. Bazı hastalarda doğumda dışkılama gecikebilir ve devamında bağırsak tıkanıklığı ortaya çıkabilir.

Kistik fibrozis (KF) kalıtsal / genetik bir hastalıktır. Çocuklar bu hastalıkla doğarlar. Hastalık bulaşıcı değildir, solunum sistemi ve sindirim sistemi olmak üzere birçok sistemi birden etkileyebilir. KF’e neden olan genetik değişiklik nedeni ile KF’li hastalarda vücuttaki bütün salgılar susuz, koyulaşmış ve yoğun kıvamda olup akışkan özelliği kaybolmuştur. Bu nedenle; akciğer, karaciğer, pankreas, bağırsaklar gibi organların kanallarında salgılar birikerek tıkanmaya, enfeksiyonlara ve hasara neden olmaktadır.

Genetik

Kistik Fibrozis dünyada beyaz ırkın en sık görülen genetik hastalığıdır. KF geni 7. kromozomda bulunmaktadır. Bu gende hastalığa yol açan en sık gen değişikliği (mutasyon) Delta F508’dir. Bu mutasyona batı ülkelerinde %70-80 sıklıkla rastlanılırken ülkemizde %20-30 oranında rastlanmaktadır. Ülkemizde görülen mutasyon çeşitliliği çok fazladır. Şu ana kadar tariflenmiş 2000’den fazla mutasyon bulunduğu düşünülürse hastalarımızda genetik araştırma ne yazık ki zahmetli bir süreç haline gelebilmektedir. Çocukta hastalık olması için anne ve babanın her ikisinin de hastalık açısından taşıyıcı olması gerekir. Anne veya babadan sadece birinde mutasyon varsa çocuk hasta olmaz.

Kistik Fibrozisin Genetiği ve Görülme Sıklığı

Kistik fibrozis (KF) beyaz ırkın en sık rastlanan, kalıtsal geçişli, ölümcül hastalığıdır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda sıklığının 3000 doğumda 1 civarında olduğu bildirilmekle birlikte, akraba evliliğinin çok sık olduğu göz önüne alındığında, daha yüksek olabileceği de tahmin edilmektedir. Kistik fibrozis geni 7. kromozomda bulunmaktadır. Bu gende hastalığa yol açan en sık gen değişikliği (mutasyon) Delta F508’dir. Bu gen mutasyonuna batı ülkelerinde % 70-80 oranında rastlanırken; ülkemizde ise bu oran %20-30 civarındadır. Ancak ülkemizde görülen mutasyon çeşitliliği çok yüksektir. Günümüze kadar tarif edilmiş 2000’den fazla mutasyon olması hastalık üzerinde yapılan genetik araştırmaları zorlu bir hale getirmektedir. Prenatal (doğum öncesi-anne karnında) tanı için en güvenilir yöntem mutasyonların direkt olarak saptanmasıdır. Bazı mutasyonlar hafif, bazıları ise ağır bir klinik tablo oluşturabilirler. Farklı mutasyonlarda farklı şiddetlerde hastalık tablosu ortaya çıkabilmektedir.

Gen mutasyonu nedeniyle oluşan kistik fibrozis otozomal çekinik genlerle geçer bu nedenle kistik fibrozisin çocuğa aktarılabilmesi için hem anne hem de babanın hastalık açısından taşıyıcı olması gerekir. Anne veya babadan sadece birinde mutasyon varsa çocuk hasta olmaz. Hastalık çekinik genlerle aktarıldığından ötürü kistik fibrozis hastası olmayan ancak hastalık genini taşıyan anne ve babadan çocuklarına kalıtsal olarak geçme ihtimali %25’tir.

Kistik Fibrozis Belirtileri

Kistik fibrozis belirtileri kişiden kişiye değişmekle birlikte etkilenen organlara göre de belirtiler farklılaşmaktadır. Kistik fibrozisli hastalarda tüm yaş grubunda en sık görülen belirtiler solunum sistemi ile ilişkilidir. Hastalarda yeni doğan ve süt çocukluğu döneminde sık tekrarlayan bronşiolit, çocukluk ve ergenlik döneminde de tedaviye dirençli astım, uzun süren balgamlı öksürük, tekrarlayan zatürre ya da hava yollarında genişleme (bronşiektazi) gibi bulgular ortaya çıkabilir. Kistik fibroziste akciğer hastalığının şiddeti kişiden kişiye değişmektedir. Bazen aynı mutasyona sahip Kistik fibrozisli hastalarda hastalığın şiddeti çok farklı bile olabilir. Kistik fibroziste en sık rastlanan belirtileri şöyle sıralayabiliriz;

Solunum sistemi belirtileri;

  • Öksürük (kuru ya da balgamlı)
    • Balgam
    • Balgamda kan varlığı
    • Hışıltı
    • Nefes darlığı
    • Solunum yetmezliği
    • Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları
    • Tekrarlayan sinüzit
    • Nazal polipler
    • Göğüs ön arka çapında artma
    • Bronşektazi

Sindirim sistemi belirtileri;

Kistik fibrozis sindirim sisteminde pek çok belirtiye neden olmaktadır. Besinlerin sindirimi için gereken enzimleri salgılayan pankreasın çalışması kistik fibrozisli hastalarda bozulduğundan besinler yeterli olarak sindirilemez ve buna bağlı beslenme bozuklukları, kilo alamama, büyüyememe gibi belirtilerle karşılaşılır. En sık görülen sindirim sistemi belirtileri ise şöyledir;

  • Sık, bol miktarda, yağlı, kötü kokulu dışkılama
    • Kilo alımının yetersiz olması
    • Mide ağrısı, karın ağrısı
    • Aşırı miktarda gaz
    • Distal intestinal obstrüksiyon sendromu
    • Karaciğer sirozu
    • Safra kesesi taşı

Kistik fibroziste solunum ve sindirim sistemi belirtilerinin yanı sıra bu belirtilere de rastlanabilmektedir;

  • Tuzlu deri, aşırı yoğun tükürük
  • Susuzluk ve tuzsuzluk hali
  • Parmaklarda çomaklaşma
  • Kemik mineralizasyon bozuklukları (raşitizm veya osteoporoz)
  • Pankreatik yetersizlik, diyabet
  • Yağda eriyen vitamin eksikliği (A, D, E, K)
  • Erkek kısırlığı
  • İdrar kaçırma ve vajinal enfeksiyon

Kistik Fibroziste Tanı ve Teşhis

Kalıtsal bir hastalık olan kistik fibrozis, hastalarda doğuştan itibaren görülür. Ancak hastalığın belirtileri herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Birçok hastalıkta olduğu gibi kistik fibrozlu hastalarda da tanı hastalığın öyküsü, muayene ve laboratuvar testleri ile konur.

Kistik fibroziste genelde tanı ilk üç yaşta konur, %10-15 hastada doğumda bağırsak tıkanıklığı ile hastalık tanısı konur. Her yeni doğan bebekten hastaneden çıkmadan bazı doğumsal hastalıkların taranması için topuk kanı alınmaktadır. 2015 tarihi itibari ile dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde olduğu gibi kistik fibrozis ülkemizde de yeni doğan tarama programına alınmıştır. Ailede kistik fibrozisli hasta varsa diğer bireylerde testler yapılarak semptom olmadan da tanı konabilir. Kistik fibrozis bazen daha geç belirti gösterebilir, tanı da geç konabilir. Uzun süreli, geçmeyen öksürük, balgam çıkarma, hırıltı, zatürre geçirme gibi solunum yolu bulgularının yanı sıra yağlı ve sık kaka yapma ve kilo alamama şikayetleri de kistik fibrozis hastalığını düşündürür. Kalıtsal bir hastalık olduğu için ailenin diğer bireylerinde ve yakın akrabalarda da benzer şikayetlerin olup olmadığı sorgulanmalıdır.

Bebeklerde Kistik Fibrozis Testi

Her yeni doğan bebeğe zorunlu olarak yapılan kistik fibrozis tarama testinin pozitif çıkması durumunda anne ve babalar hemen endişeye kapılmamalıdır. Yapılan test sadece bir tarama testidir ve testin pozitif olması çocuğun kistik fibrozis olduğu anlamına gelmemektedir. Bebeğin acil bir tedaviye ya da bakıma da ihtiyacı yoktur.

Bebekler için yapılan yapılan bu tarama programı iki aşamalı olarak değerlendirilir. Alınan ilk tarama testinde pozitif sonuç saptanan bebekler ikinci bir kan örneği alınması için tekrar çağrılmaktadır. İkinci kan örneğinde de pozitif değer saptanırsa bu kez kistik fibrozis hastalığının olup olmadığının araştırılması için ter ve gen testlerinin yapılması gerekmektedir.

Kistik Fibrozis Laboratuvar Testleri:

Ter Testi
Kistik fibrozis hastalarının teri diğer çocuklarınkinden daha tuzlu olur ve aileler genelikle bunu çocuklarını öptüklerinde fark eder. Yazın sıcak havalarda bazen çocuğun yüzünde ya da vücudunda tuz kristalleri görülebilir.

Kistik fibrozis hastalığı ter bezlerini de etkilediği için terde fazla miktarda tuz olmasına yol açar. Bu nedenle kistik fibrozis hastalarında en önemli tanı koyma yöntemlerinden biri terdeki tuz miktarının ölçülmesidir. Bu testin yapılması için kola az miktarda zararsız elektrik verilerek ter salınımı sağlanır ve bu ter toplanarak içindeki tuzlar ölçülür. Test yüksek çıkarsa veya tanı koydurucu değilse tekrarlanması gerekir. Testin yapıldığı dönemde çocuğun ateşinin, kusmasının ve ishalinin olmaması gerekir. Ter testi basit ağrısız ve güvenilirdir ancak testin doğru teknikle yapılması çok önemlidir. Kistik fibrozis hastasının kardeşlerine de hastalık belirtisi olmasa bile ter testi yapılmalıdır. Yeni doğan bebekte ter testi güvenilir sonuç vermediği için immun reaktif tripsinojen denen bir kan testi ile tarama yapılır. Bu test eğer kistik fibrozis hastalığı açısından pozitif çıkarsa gen analizi veya ter testi ile tanının doğrulanması gerekir.

Gen Analizi:
Kistik fibrozis genetik (kalıtsal) bir hastalıktır ve taşıyıcı anne ve babanın her çocuğunda %25 oranında hastalığın görülme riski vardır. Anneden ve babadan birer hasta gen çocuğa aktarılır ve çocukta hastalık görülür. Hastalığa yol açan gen bilinse de bu gende günümüzde 2000’den fazla farklı mutasyon (hastalığa yol açan genetik sorun) tanımlanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da hastalığa yol açan en sık görülen mutasyon DeltaF508 adı verilen bir mutasyondur ve bu ülkelerde sınırlı sayıda mutasyon test edildiğinden önemli sayıda hastada genetik testler ile tanı konmaktadır. Ülkemizde ise şimdiye dek yapılan çalışmalarda hastalarda çok farklı mutasyonlar görülmüştür ve sınırlı sayıda taranan mutasyonlarla tanı koymak her zaman mümkün olmamaktadır. Yine de gen analizi kistik fibrozis için çok önemli bir tarama testidir. Özellikle bu hastalığa sahip çocuğu olan annenin sağlıklı bir bebek ile hamile kalması için ya da gebelikte kistik fibrozis tanısı konmasında çok önemlidir. Prenatal dönemde 11. haftada bebeği çevreleyen zarlardan ya da 16-17. haftalarda aminiyon sıvısından (bebeği çevreleyen sıvı) örnek alınarak doğumdan önce hastalık teşhis edilebilir. Ayrıca yeni geliştirilen ve hastalarda da kullanılmaya başlanan genetik sorunu iyileştirmeye yönelik ilaçların kullanılabilmesi için de genetik mutasyonların bilinmesi gerekmektedir.

Kistik fibrozis teşhisinde balgam, pulmoner fonksiyon testi ile dışkıdaki yağ emilimini ölçen gaita testi de yapılmaktadır.

 

 

Tags:

Bir cevap yazın

İlişkili Makaleler

Wilson Hastalığında Teşhis ve Tedavi

Wilson Hastalığında Teşhis ve Tedavi

Wilson hastalığı, dünya çapında yaklaşık 30.000 kişiden 1'ini etkileyen, karaciğerde bakır atılımını sağlayan yolağın bozulması neticesinde karaciğer başta olmak üzere...

Wilson Hastalığı ve Yaşam

Wilson Hastalığı ve Yaşam

Wilson hastalığı; beyinde, karaciğerde ve diğer ana organ sistemlerinde ilerleyici bakır birikimi ile karakterize, nadir görülen kalıtsal bir genetik hastalıktır....

Wilson Hastalığında Beslenme

Wilson Hastalığında Beslenme

Wilson hastalığı; bakır metabolizma bozukluğu sonucu, bakırın karaciğer ve beyin başta olmak üzere diğer organlara birikimi ile sonuçlanan ve tedavi...

Sistinozis Hastalığı Nedir?

Sistinozis Nedir, Çeşitleri ve Belirtileri Nelerdir? Sistinozis hastalığı; lizozomların içinde sistin birikimi ile karakterize, başta böbrekler ve gözlerde olmak üzere,...