Posted on / by Alp Turkalp / in Duchenne Kas Distrofisi (DMD)

Duchenne Musküler Distrofi (DMD) Bireylerde Fizyoterapinin Önemi

Kas distrofisi, ilerleyici kas güçsüzlüğüne ve kas kontrolünün kaybına neden olan bir grup rahatsızlığı ifade eder. Farklı tedavileri ve ihtiyaçları olan birçok kas distrofisi türü vardır.
Ancak tüm distrofi türleri için fizyoterapi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya, yaşam kalitesini korumaya ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olabilecek bir yaklaşımdır.

DMD hastalığında kaslar normalden daha kırılgandır. Dolayısıyla fizyoterapinin amacı kas hasarının etkisini en aza indirgemek ve zarar vermeden işlevi maksimize etmektir. Fizyoterapi DMD hastaları için çok önemli bir rol oynamaktadır. Düzenli fizyoterapi, hastanın yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olur. Ayrıca fizyoterapistler hastanın iyileşme düzeyini takip edebilir.

Kas güçsüzlüğü esas olarak vücudun gövdesine yakın olan bacak üst kaslarda (proksimal kaslarda), kalça ve omuzlarda görülür. Zayıflık tipik olarak vücudun alt kısımlarında gövdeye yakın olarak başlar, ardından distal (gövdeden uzak) olarak hareket eder. Vücudun üst bölgesinde güçsüzlük daha sonra ortaya çıkma eğilimindedir.

DMD’nin fiziksel belirtileri genellikle 1-3 yaş civarında başlar ve şunları içerebilir:

•Yürüme, koşma, zıplama ve merdiven çıkma güçlüğü. Yürümek, ‘waddling’ tipi (ördek yürüyüşü) paytak bir yürüyüşle farklı görünebilir. Çocuk yürümeye geç başlamış olabilir (DMD’si olmayan pek çok çocuk da geç yürüyebilir).
•Çocuğu kucağınıza aldığınızda, omuz çevresindeki kasların gevşekliği nedeniyle ‘ellerinizden kayıyormuş’ gibi hissedebilirsiniz.
•Ayak parmağı üzerinde yürüme. Bu yürüyüş şeklinde çocuklar dengenin korunmasına yardımcı olmak için ayakları ayrı olacak şekilde ayak parmakları üzerinde yürürler.
•Sık düşmeler.
•Baldır kasları güçlü olmasa da hacimli görünebilir.
•Büyüdükçe, çocuk “bacaklarından yukarı tırmanıyor” gibi ellerini ayağa kalkmasına yardımcı olmak için kullanabilir. Buna ‘Gower işareti’ denir.
•Bazen gelişimdeki bir gecikme, DMD’nin ilk belirtisi olabilir. Çocuğun konuşma gelişimi de gecikebilir. Bu nedenle, gelişimi gecikmiş bir çocuğa DMD için bir tarama testi önerilebilir. Bununla birlikte, DMD gelişimsel gecikmenin olası nedenlerinden yalnızca biridir. DMD ile ilgili olmayan pek çok başka neden vardır.
•Eklem sertliği MD’de klasik bir bulgudur. Normalde gergin olan kas lifleri ve dokuların yerini sertleşmiş, esnemeyen doku aldığında eklem sertliği gelişir.
•Engelliliğin başlıca nedenidir. Normal hareketi engeller ve DMD’li çocuklar için sıklıkla bacaklarda, özellikle de kalça çevresindeki baldır kaslarında görülür.

Fizyoterapi Nedir?

Fizyoterapi veya fizik tedavi; masaj, egzersiz, eğitim ve tavsiye yoluyla hastaların hareketliliğini sürdürmelerine ve ağrıyı azaltmalarına yardımcı olmayı amaçlayan bir tedavi yaklaşımıdır. Hastalar DMD teşhisi konduktan sonra mümkün olan en kısa sürede bir fizyoterapist ile çalışmaya başlamalıdır.

DMD’li Hastalarda Fizyoterapi ve Fizyoterapistin Önemi

Fizik tedavi uzmanı ve fizyoterapistler ile çalışmanın DMD’li hasta üzerindeki etkisi çok büyüktür. Fizyoterapistler, kas distrofisi olan çocukların, hastalığın ilerlemesinin neden olduğu kas güçsüzlüğü ve kasılma gibi komplikasyonları yönetmelerine yardımcı olur. Kas zayıflığı olan bölgeleri belirler ve kaslarını mümkün olduğunca esnek ve güçlü tutmak için çocukla birlikte çalışır. Ayrıca evde yapılabilecek esneme ve kas egzersizlerini öğretebilir, okulda beden eğitimi ve oyunlar için önerilerde bulunur. Her çocuğun kendine özgü ihtiyaçları vardır ve hastalıktan farklı şekillerde etkilenirler. Fizyoterapist, çocuğun ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir tedavi planı geliştirmek için hem hasta çocuk hem ebeveynleri hem de bakım ekibiyle birlikte çalışır.

Bazı hastalar kas güçsüzlüğü veya yutma güçlüğü nedeniyle yemek yeme gibi günlük işlerde sorun yaşayabilir. Fizik tedavi, bu sorunları çözmek için boğaz, çene ve dil kaslarını güçlendirmeye yardımcı olan egzersizleri belirleyebilir. Kas distrofisinin türüne bağlı olarak, fizyoterapistler hareket açıklığı, kas gücü, günlük işlev ve yürüyüş ile duruş kaybını yavaşlatmaya yardımcı olabilir. Fizyoterapi ayrıca kas güçsüzlüğü veya kramp nedeniyle hastaların yaşayabileceği ağrıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Genel olarak DMD’li hastalarda fizyoterapinin faydaları şöyle özetlenebilir:

•Solunumu iyileştirir ve akciğer fonksiyonunun korunmasına katkı sağlar.
•Kalıcı kas güçsüzlüklerini önler/geciktirir.
•Rahat hareketin sürdürülmesini sağlar.
•Hareket aralığını korunmasına katkı sağlar.
•Yürümeye devam etmeyi sağlar.
•Skolyoz (omurga eğriliği) gibi omurga rahatsızlıklarını azaltır.
•Ağrıyı önleme ve yönetmeye yardımcı olur.
•Güvenli fiziksel aktiviteyi denetlemeyi sağlar.
•Uyarlanabilir koltuk ve diğer ekipmanların doğru şekilde kullanımını önerir.
•Yaralanma veya kırık sonrası rehabilitasyon sağlar.

DMD’li Hastalar İçin Faydalı Egzersizler

Germe egzersizleri DMD’li hastalar için çok faydalıdır. Günlük rutininizin bir parçası olmalı ve fizyoterapistiniz tarafından yönlendirilmelidir. Omuz, dirsek, bilek, ayak bileği, diz ve kalça dahil olmak üzere eklemlerin düzenli olarak gerilmesine erken başlamalı ve yetişkinliğe kadar devam edilmelidir.

Haftanın 7 günü günde en az 1 kere yapılmalıdır. Germe kasın çalışma hattı boyunca yapılmalıdır. Ayak bileği germesinde mutlaka diz alt kısmına hafif bir yükselti konmalıdır. Germe yaparken kas mutlaka hissedilmeli, yavaş yapılmalı, acı vermemeli, pasif olarak gerip çocuğun aktif katılımı sağlanmalıdır.

Germe yapılmaması gereken bölgeler;

•Bükülebilir eklemler
•Sertleşmiş eklemler
•Acılı eklemler
•Hamstringler (uyluğun arka kısmında bulunan çeşitli kas grupları) gerilmemelidir.
Germe egzersizlerinin potansiyel faydaları şöyledir;
•Kaslara kan akışı sağlar.
•Rahatsızlık hissini azaltır.
•İyi hissetme düzeyinde artış gözlenir.
•Esneme toleransında artış olur.
•Kas sertliğinde geçici azalma.

Canlandırıcı egzersizler ise eklemlerin hizada kalmasına ve uzun (korunan) bir esneme sağlayarak eklemin esnekliğini ve işlevini korumaya yardımcı olur. Korseler alt uzuvlarda (ayak bileği-ayak ortezi (AFO) ve diz-ayak bileği-ayak ortezi (KAFO), bilekler ve ellerde kullanılabilir. Korseler genellikle plastikten yapılır ve kişiye özel olarak özel olarak yapılır. Deneyimli terapist veya ortotist tarafından yerleştirilmelidir.

DMD’de baldır kasının kısalması ve aşil tendonunun (bacak kısmındaki baldırın arka bölümünde yer alan kas grubunun, topuk kemiğine bağlanmasını sağlayan yapı) çekilmesi nedeniyle önce ayak bileklerinde gerginlik gelişir. Geceleri tel takmak (gece atelleri gibi) ayak bileği ve ayak eklemlerinin birkaç saat esnetilmesini sağlar. AFO’lar mutlaka kullanılmalıdır. Çünkü kontraksiyonları engeller. Özellikle yüz üstü yatan çocuklarda gece AFO kullanılırsa ayak bileği eklemindeki düzleşme daha ileri dönemlere ertelenir. İhtiyaç duyulan özel tipte korseler fizik tedavi ekibi tarafından belirlenmelidir. Aynı şekilde alçılar ve hareketlilik cihazları da terapistin gözlemleri neticesinde kullanılabilir.

DMD hastalarda ayrıca iyi nefes almak için de egzersizler yapılmalıdır. Fizyoterapistiniz, solunum gücünü korumak için bir program hazırlayabilir ya da solunum terapistleri veya konuşma terapistleri ile birlikte çalışabilir.
Fizyoterapistiniz çocuğunuzun emekleme, ayağa kalkma, yürüme ve zıplama gibi motor becerilerde ustalaşmasına da yardımcı olacaktır. Terapistiniz, çocuğunuzun gelişim düzeyine ve motor ihtiyaçlarına göre uygun kişiselleştirilmiş bir bakım planı sağlayacaktır.

DMD Hastaları İçin Tekerlekli Sandalye Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

DMD’li hastanın tüm vücudunu iyi bir hizada konumlandırmak ve desteklemek için rulo veya yastıklar kullanılabilir. Bireyler oturarak veya uzanarak artan miktarda zaman geçirdiklerinde, kaslar ve eklemler daha hızlı sertleşir. Hareket açıklıklarını ve rahatlıklarını korumaya yardımcı olmak için iyi bir konumda olduklarından emin olmak önemlidir. Tekerlekli sandalyede ideal oturma pozisyonları şöyle olmalıdır;

•Kalça ve dizler 90 derecelik pozisyonda ve sırt ve pelvis kalçalarla hizalanmış şekilde her iki ayak da yere veya bir ayak destek ünitesine basmalı.
•Bacakları kurbağa pozisyonunda uzun süre tutmaktan kaçınılmalıdır. Dizler ayaklar ve kalçalar ile aynı hizada olmalıdır.
•Büyüme sırasında, sandalyenin boyutlarını değiştirmek gerekebilir. Bu eğilmek zorunda kalmadan en iyi dik duruşun korunmasına yardımcı olur.
•Tekerlekli sandalye duruşundaki küçük değişiklikler, omurgadaki olası değişiklikleri gösterebilir. Tekerlekli sandalyede dik oturabilmeniz ve vücudunuzun tüm bölümlerini destekli ve uygun konumda tutabilmeniz için üzerinde ek parçalar bulunmalıdır. Omurga ameliyatı geçirmediyseniz ve sırt ağrınız fazlalaştıysa sırt desteği yardımcı olabilir.

DMD’li Hastalar İçin Fizyoterapi Esnasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Fizyoterapi esnasında dikkat edilmesi gereken bazı şeyler şunlardır:

•Oyunlar ve aktivitelerle günlük egzersizi teşvik edin.
•Fizyoterapistten uygun periyodik tavsiye alın ve kişiye özel ortez tedariğini ve uygun kullanımını ayarlayın.
•Omurga hizasına ve duruşuna dikkat edin.
•Yanlış kas gruplarının çalıştırılmasını önleyin.
•Asimetrik egzersiz ve aşırı yorucu egzersizlerden kaçının.
•Trambolin, scooter gibi aşırı güç gerektiren sporlardan uzak durun.
•Dayanma gücünü artırmak için bol tekrar ve kilo kontrolüne dikkat edin.

Günlük Hatırlatmalar

Günlük germe egzersizlerine ek olarak iskelet kaslarınızın esnekliğini, gücünü ve işlevini korumaya yardımcı olmak için günlük rutininize dahil etmeniz gereken birkaç küçük önemli nokta vardır;
•İyi bir destekle dik oturmak
•Dizleri bir arada tutmak ve ayakları desteklemek
•Elleri ve bilekleri sık sık hareket ettirmek
•Dili ağzında tutmak
•Çene kaslarını çalıştırmak
•Güvende olmak
•Gerektiğinde dinlenmeyi hatırlamak.

Not: Bu bilgiler, bir hekim veya eczacıya danışmanın yerine geçemez. Daha fazla bilgi için bir hekime ve/veya bir eczacıya başvurunuz.

Kaynak

Physiotherapy

Rehabilitation & Physical Therapy

Tags:

Bir cevap yazın

İlişkili Makaleler

Wilson Hastalığında Teşhis ve Tedavi

Wilson Hastalığında Teşhis ve Tedavi

Wilson hastalığı, dünya çapında yaklaşık 30.000 kişiden 1'ini etkileyen, karaciğerde bakır atılımını sağlayan yolağın bozulması neticesinde karaciğer başta olmak üzere...

Wilson Hastalığı ve Yaşam

Wilson Hastalığı ve Yaşam

Wilson hastalığı; beyinde, karaciğerde ve diğer ana organ sistemlerinde ilerleyici bakır birikimi ile karakterize, nadir görülen kalıtsal bir genetik hastalıktır....

Wilson Hastalığında Beslenme

Wilson Hastalığında Beslenme

Wilson hastalığı; bakır metabolizma bozukluğu sonucu, bakırın karaciğer ve beyin başta olmak üzere diğer organlara birikimi ile sonuçlanan ve tedavi...

Sistinozis Hastalığı Nedir?

Sistinozis Nedir, Çeşitleri ve Belirtileri Nelerdir? Sistinozis hastalığı; lizozomların içinde sistin birikimi ile karakterize, başta böbrekler ve gözlerde olmak üzere,...