Posted on / by Alp Turkalp / in Mukopolisakkaridoz (MPS)

MPS Tanı Yöntemleri ve Tedavisi

MPS, lizozomal depo hastalıkları içinde yer alan kalıtsal bir metabolizma hastalığıdır. Lizozomlar, en anlaşılır tanımıyla vücutta tüm hücrelerin içinde bulunan gıda ve farklı molekülleri parçalamaya yarayan enzimleri üreten yapılardır. lizozomlardaki bozukluklar hücre içinde bu maddelerin sağlıklı şekilde parçalanamaması ile sonuçlanır ve hücre içinde bu moleküllerin depolanmasına sebep olur. Bu nedenle lizozomal depo hastalıkları olarak adlandırılırlar. MPS, protein metabolizmasındaki gerekli enzimlerin doğuştan eksik ya da hiç olmaması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu nedenle de parçalanamayan moleküller milyonlarca hücrede birikir ve doğumdan sonraki ilk aylarda hafif görülen belirtiler, zamanla depolanma arttığı için daha belirgin hale gelir.

MPS’nin bilinen yedi ayrı tipi bulunmaktadır. Buna göre gözlenen belirtiler, eksik olan enzimin tipine, derecesine ve çıkış zamanına göre hafif, orta ve ağır şiddette olabilir. Genel olarak görülen semptomlar arasında; iskelet sistemindeki problemler, zihinsel gelişme geriliği, havale nöbetleri, duyma ve görme bozukluğu, akciğer ya da kalp sorunlarının yanı sıra tanı almayı kolaylaştıran en büyük semptom olarak karaciğer ve dalak büyümesi bulunur.

MPS Tanı Yöntemleri

Kalıtsal metabolik hastalıklarda, tedavi yaklaşımı için kesin tanının konulması şarttır. Kendi içerisinde alt tipleri bulunan MPS ve hatta farklı metabolik hastalıklarda bile sadece fizik muayene yapılıp tanı da bu muayene bulgularına dayanırsa hekim yanılabilir. Çünkü bu hastalıkların bulguları, diğer hastalıklarla çok benzeşir.

Bu nedenle bütün metabolik hastalıklarda olduğu gibi, mukopolisakkaridozlarda da tanının kesin olarak konulabilmesi için eksik olan maddenin (enzim), eksikliğinin, laboratuvar şartlarında gösterilmesi ya da bu maddenin eksik olmasına neden olan gendeki bozukluğun tespiti gerekir. Dolayısıyla kesin tanı için ya genetik tetkik ya da enzimatik analiz yapılmalıdır. Her iki analiz de çok detaylı tetkiklerdir.

Yeni Doğan Taraması

MPS (Mukopolisakkaridoz) ve Lizozomal Depo hastalıkları, doğumun hemen sonrasında yeni doğan taramasıyla yakalanabilir. Bu sayede zaman kaybetmeden, organ hasarları oluşmadan tedaviye başlama imkanı sağlanmış olur. Bebeğin topuğundan alınan bir damla kan laboratuvara gönderilir. Gönderilen kan örneğinden, hangi hastalıklar tarama programında ise o hastalıklar taranır. Mukopolisakkaridozlar, ülkemizde de diğer ülkelerde olduğu gibi yeni doğan tarama programında yer almaktadır. Belirti göstersin ya da göstermesin, bulgusu olsun ya da olmasın, her yeni doğan bebekten alınan kan örneğinde mukopolisakkaridoz ve başka lizozomal hastalıklar analiz edilebilir. Hastalık tespiti durumunda zaman geçirilmeden, bulgu vermeye başlamadan ve organ hasarları oluşmadan tedaviye başlama imkânı sağlanmış olur.

Taşıyıcı Taraması

Genetik hastalıkların çok sık görüldüğü toplumlarda, ”Acaba bu hastalık önceden tespit edilebilir mi?” sorusuna verilecek yanıt taşıyıcı taramasıdır. Yani eşlerin/anne-baba adaylarının, henüz evlenmeden ya da çocuk sahibi olmadan önce “Acaba bu hastalık var mıdır, yok mudur?” düşüncesiyle taranmasıdır. Eğer anne ve babanın taşıyıcı oldukları belirlenebilirse, o zaman bu hastalığın bebekte ortaya çıkmasının da engellenmesi mümkün olabilir.

Ailede MPS Hastası Varsa Ne Yapılmalı?

Genetik hastalıklarda, genellikle aile içerisinde hastalığa yol açan gendeki bozukluk aynı olduğundan hastalık aynı yaşlarda ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle ailede bir kişi MPS tanısı alırsa diğer kardeşlerin semptom göstersin ya da göstermesin tetkiklerin mutlaka yapılması gerekir. Bu tetkiklerde hastalık tanısı konulmasa bile, en azından taşıyıcı olup olmadıkları anlaşılıp evlendiklerinde mukopolisakkaridozlu çocuk sahibi olmaları engellenebilir.

MPS Hastasının Çocuğu Da MPS Hastası Olur Mu?

Bu durum, mukopolisakkaridoz (MPS) hastasının eşinin genetik durumuna bağlıdır. Hastanın evleneceği kişi, mukopolisakkaridoz hastası ya da mukopolisakkaridoz hastalığının taşıyıcısı değilse bu evlilikle birlikte doğacak çocuklar sadece taşıyıcı olacaktır; hasta olmayacaktır. Ancak eşinin taşıyıcı olması durumunda çocukları, her bir doğum için yüzde 50 ihtimalle hasta olacaktır. Bu noktada eşinin taşıyıcı olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır.

MPS Tedavisi

Mukopolisakkaridoz ve benzeri lizozomal depo hastalıklarında günümüzde uygulanan tedavi, hastalığa neden olan genetik bozukluğu ortadan kaldırmaz. Tedavi, (MPS Tip III hariç) hastalığın bazı sistemlerde bulgularını gidermek/en aza indirmek, organ hasarlarını önlemek ve hastanın yaşam kalitesini arttırmaya yöneliktir.

MPS doğuştan gelen genetik bir hastalık olduğundan sorun vücutta olması gereken, “enzim” denilen bir maddenin, genetik bozukluk kaynaklı olarak eksik ya da hiç olmamasıdır. Bu eksiklik nedeniyle de vücuttan atılması gereken birtakım maddeler atılamayıp belli organlarda birikerek tutulum yaptığı organlara ilerleyici ve kalıcı hasarlar verebilir.

Kendi içerisinde hafif, orta ve ağır formları olan, altta yatan enzim eksikliklerine göre bazı alt tiplere ayrılan mukopolisakkaridoz ve benzeri lizozomal depo hastalıklarına müdahale edilmezse (tedavi edilmezse) vücutta geri dönüşü imkânsız kalıcı hasarlar oluşabilir.

Günümüzde MPS’nin tedavisinde hastalığa neden olan gen bozukluklarına müdahale edilemese de vücudun kendisinin üretemediği enzim, dışarıda üretilip ilaç haline getirilerek, damardan hastalara verilerek tedavi sağlanmaktadır.

İşte bu noktada hastaların, mevcut tedavilerini sürdürmeleri, hekim kontrollerini aksatmamaları çok önemlidir. MPS için gelecekte yepyeni tedaviler ortaya çıkacak olsa da hastanın yaşam kalitesini sürdürmek birincil önem taşımaktadır.

Gen Tedavisi

Mukopolisakkaridoz ve benzeri lizozomal depo hastalıklarının kökenindeki genetik bozukluğun giderilmesi gen tedavisi ile mümkün olmaktadır. Ancak günümüzde pek çok araştırma sürse de henüz MPS için geliştirilmiş ve onay almış bir gen tedavisi yoktur.

Gen tedavileri, genetik hastalıklarda varılmak istenen son noktadır. Eğer çok iyi uygulanabilen, bütün dokulara ulaşabilen, uygulandığında kalıcı olabilen bir gen tedavisi geliştirilirse, sorun kökten çözülmüş ve hastalık ömür boyu tedavi edilmiş olur.

MPS LH için uygulanan güncel tedavi, hastalığın bazı sistemlerde bulgularını en aza indirmek, organ hasarlarını önlemek ve hastanın yaşam kalitesini arttırmaya yöneliktir. Bu tedaviler, maalesef hastalığa neden olan genetik bozukluğu yok etmez.

Gen Tedavisi Nasıl Yapılır?

Gen tedavisi, sağlıklı insandaki şifrenin, hastalardaki kusurlu “şifre”nin yerine konulması işlemidir. Bu da virüslerden faydalanılarak yapılır. Çünkü virüsler, vücutta her tarafa gidebilen organizmalardır. Oldukça zayıflatılan virüsler aşı yoluyla hastaya veriliyor ve eksik madde vücutta üretilmeye başlıyor. Günümüzde en az 20 merkezde MPS’nin tüm tipleri için farklı yöntemlerin denendiği çalışmalar devam etmektedir.

Enzim Replasman Tedavisi

Eksik alfa-L-iduronidaz enziminin insan yapımı bir versiyonu olan bazı ilaçlar, MPS tedavisinde kullanılmak üzere ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmıştır. Enzim, bir damara yavaş enjeksiyonla (infüzyon) haftalık olarak uygulanır. Laronidaz infüzyonu prosedürü birkaç saat sürer ve haftalık olarak yapılmalıdır.

Kemik iliği nakli

Kemik iliği naklinde, çocuğun kendi kemik iliği hücreleri ilaçlar ve/veya radyasyonla yok edilir ve sağlıklı bir donörden alınanlarla değiştirilir. Radyasyon tedavileri tipik olarak hasta yan yatarken yapılır. Yaklaşık 30 dakika sürer ve kemik iliği naklinden birkaç gün önce günde iki kez uygulanır. Radyasyon tedavisinin kendisi ağrısızdır. Hastanın kendi kemik iliği hücrelerini yok etmek için kullanılan ilaçlara sitotoksik veya “hücre öldürücü” ilaçlar denir. Bu ilaçların çoğu kanser hücrelerini öldürmek için kullanılanlarla aynıdır. Reddetme ve reaksiyon olasılığını azaltmak ve donörün hücrelerinin yeni ortamlarında işlev görme şansını en üst düzeye çıkarmak için, donörün yakın bir aile üyesi olması genellikle en iyisidir. Vericinin hücreleri bir damara enjekte edilir ve daha sonra çocuğun kendi kusurlu hücrelerini bölüp değiştirdikleri çocuğun kemik iliğine göç eder.

Kemik iliği nakli sonrasında MPS’li bazı çocuklarda işitmede iyileşme, anormal derecede büyük dalak ve karaciğerde küçülme, akciğer fonksiyonlarında iyileşme ve sinir sistemi anormalliklerinde iyileşme görülmüştür. Bazı durumlarda, zihinsel işleyiş ve öğrenme yeteneğinde de gelişme olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle, yeterince erken yaşta kemik iliği olan MPS’li hastaların bazılarında, uzun süreli sağ kalım olasılığının yüksek olduğu düşünülmektedir. Ancak kornea bulanıklığı ve kemik gelişimi anormallikleri ile ilişkili görme sorunları kemik iliği nakli ile geri döndürülemez. Bu nedenle bu problemler için cerrahi tedavi sıklıkla gereklidir.

Kaynaklar:

https://www.nutritionhouse.com/Library/WellnessItem.aspx?ID=74465

Mucopolysaccharidoses

Tags:

Bir cevap yazın

İlişkili Makaleler

Wilson Hastalığında Teşhis ve Tedavi

Wilson Hastalığında Teşhis ve Tedavi

Wilson hastalığı, dünya çapında yaklaşık 30.000 kişiden 1'ini etkileyen, karaciğerde bakır atılımını sağlayan yolağın bozulması neticesinde karaciğer başta olmak üzere...

Wilson Hastalığı ve Yaşam

Wilson Hastalığı ve Yaşam

Wilson hastalığı; beyinde, karaciğerde ve diğer ana organ sistemlerinde ilerleyici bakır birikimi ile karakterize, nadir görülen kalıtsal bir genetik hastalıktır....

Wilson Hastalığında Beslenme

Wilson Hastalığında Beslenme

Wilson hastalığı; bakır metabolizma bozukluğu sonucu, bakırın karaciğer ve beyin başta olmak üzere diğer organlara birikimi ile sonuçlanan ve tedavi...

Sistinozis Hastalığı Nedir?

Sistinozis Nedir, Çeşitleri ve Belirtileri Nelerdir? Sistinozis hastalığı; lizozomların içinde sistin birikimi ile karakterize, başta böbrekler ve gözlerde olmak üzere,...